21 Ekim 2014 Salı

14 Mayıs 2014 Çarşamba

İnsan Kaynakları gözüyle SOMA

Oturdum ağladım. Yarısı üzüntüden, yarısı sinirden.

Benim işim insan kaynakları. Yıllardır insanı "kaynak" olarak gören bir alanda çalışıyorum. Biz ne kadar öyle değil desek de; kaynak değil kıymettir desek de; en büyük sermayemiz insandır desek de işletme fakültesinde öğretilen şeyi hatırlarım. İşletmenin girdileri sermaye, hammadde, işgücü; yani insan.

Soma'da ölen işçilere, onların ailelerine, sevenlerine ağladım; üzüntüden.
Saati beş lira için sağlıksız koşullarda çalışmak zorunda kalan ölülere ağladım; sinirden.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği nedir bilirim. Yıllar boyu üretim sektöründe çalıştım, güvenlik önlemlerini layığıyla alanları da bilirim, "yapmış olmak için", sırf ceza yememek için - olsun diye, bulunsun diye iş yapanları da bilirim.

Al birleştir şimdi söylediklerimi; sen sadece bu çarkın dönmesi için gerekli bir dişlisin ve senin güvenliğin benim için cebimden ceza çıkmaması için bir gereklilikten ibaret. Senin ailen, ihtiyaçların, çocuğunun harçlığı, evine götürdüğün ekmek beni zerre kadar ilgilendirmiyor çünkü senden çok var. Sen ölürsen yerine yeni birini alırım ama cebimden çıkacak cezadan haberin var mı? Paramın yerine yenisini koyabilmem için senden daha fazla lazım, senin daha fazla çalışman lazım, daha fazla ölmen lazım.

Senden az varsa kıymetlisin; yurt dışında okumuşsan, elin yüzün düzgünse, benimle pazarlık yapabilecek kartın varsa eğer, önemlisin benim için. İşte o zaman seni eğitimlere gönderirim, arabalar çekerim altına, rozetler takarım yakana, müdür yaparım, "partner" yaparım, bana çok para kazandırırsan hissedar bile yaparım. İşte o zaman güvenliğin önemli olur benim için, arabana kış lastikleri takarım ki kışın yolda kaymayasın, spor salonu masraflarını öderim ki zinde kalasın, sağlık sigortanı limitsiz yaparım ki hastane kapılarında kalmayasın.

Bunun sorumlusu kim diye düşünüyorum sürekli; özelleştirme, sendika, hükümet, muhalefet, patron, denetim, ceza kelimeleri uçuşuyor kafamda, bir yere varamıyorum.

Ulaşabildiğim tek şey;

Her yol "hepimize" çıkıyor.

Bunun sorumlusu hepimiziz. - Görevini yapmayan, buna hesap sormayan, - hataları gizleyen, bunu görmezden gelen, - oyunu veren, vermeyen - hepimiz kolkola girmişiz, vah vah diyoruz olanlar olduktan sonra.

"Cahillik işte" diyoruz, eğitmek için bir şey yapmıyoruz.
"Hep sermayenin suçu" diyoruz, tüketmeye devam ediyoruz.
Ne yalan söyleyeyim, yazıyoruz çiziyoruz işte böyle sosyal medyada,
onda bile "klavye delikanlılığı" yapıyoruz.

...

Kadercilere, "iş kazası"cılara da bir çift sözüm var;

Bir kazanın iş kazası olabilmesi için tedbirsizlik ve dikkatsizliğin bir arada olması lazım, bunun bir şekilde yönetilen bir iş yerinde olması lazım, mesai saatleri içinde olması lazım, işveren tarafından yürütülmekte olan bir iş nedeniyle olması lazım, güvensiz çalışma ortamı lazım, işe uygun olmayan ekipman lazım, düzensiz işyeri lazım, bakımları yapılmamış alet edevat lazım.

Kusura bakmayın ama bu kadar değişkenin bir araya "raslantısal" olarak gelmesine kader bile güler.

20 Şubat 2014 Perşembe

İnternet yasasına #karşıyız


İNTERNET ÖZGÜRDÜR MANİFESTOSU

İnternet, birbirimize akıllarımızla dokunduğumuz ortak alanımız.

21. yüzyılın işbirlikçi, yenilikçi, hızla gelişen dünyasında Türkiye’nin insan temel hak ve özgürlüklerinin kullanımında adım adım geriye gitmekte olduğunu görmek biz İnsan Kaynakları Bloggerlarını şiddetle endişelendirmektedir.

Gerek Anayasamız, gerekse uluslararası normlara aykırı içeriğe sahip olan İnternet Yasası’na karşı tek nefes olup “Hayır” diyoruz. Ortak alanımıza devlet eliyle yapılacak insan hak ve özgürlüklerini kısıtlayıcı her türlü müdahaleye #karşıyız.

İnterneti kullanma konusunda yeni nesillerin vizyonuna sahip olmak, birbirimize güvenmek, geleceğe dijital dünyanın faydalarına sarılarak özgür şekilde ilerlemek arzumuzun sonuna kadar arkasında duracağız.

İnsan Kaynakları Bloggerları


29 Ocak 2014 Çarşamba

Grup Mülakatlarında Başarılı Olmanın Yolları

Grup Mülakatları, özellikle yeni mezun adayların seçiminde kullanılan yöntemlerden bir tanesidir. İşe alım sürecinde kullanılan psikoteknik testler, birebir mülakat, değerlendirme merkezi uygulamalarını destekleyici nitelikte kullanılmaktadır. Birebir mülakattan farklı olarak, birden çok değerlendiricinin ( İnsan Kaynakları, ilgili bölüm yöneticileri hatta ilgili bölümdeki çalışanlar ) karşısında bir grup aday çeşitli yöntemlerle değerlendirilmektedir. İnsan kaynaklarının grup mülakat yöntemini tercih etmesinde aday sayısının fazla olması, pozisyonun özellikle “ekip çalışmasına uyum” veya “takım oyuncusu olmak” gibi yetkinlikleri gerektirmesi rol oynayabilir. Yine de, özellikle belirtmek gerekir ki tek başına kullanılan bir grup mülakatı uygulaması, uygun adaya ulaşmak için yeterli olmayacaktır.
Grup Mülakatlarında yerleşim, çoğunlukla U biçiminde ya da adayların birden fazla grup halinde çeşitli takım çalışmaları gerçekleştirebilecekleri şekilde oturabilecekleri halde tasarlanır. Bu tasarım uzun bir masa etrafında olabileceği gibi kolçaklı sandalyeler ile de gerçekleştirilebilir.
Grup Mülakatlarında özellikle adayların bir grup içerisinde nasıl davrandıkları, adaptasyon yetkinlikleri, farklı fikirlere ne kadar açık oldukları, ikna kabiliyetleri, alternatif bakış açısı geliştirebilme kabiliyetleri, organizasyon-planlama becerileri ve kimi zaman da sunum becerileri değerlendirilmektedir.
Grup Mülakat süreci genellikle İnsan Kaynakları yetkilisinin adaylara şirket ve pozisyon hakkında kısa bir bilgilendirme konuşması yapması ile başlar.
Daha sonra uygulamalar hakkında bilgi verilir ve sırası gelen uygulamanın yönergesi okunur.

Uygulama esnasında bazı yöntemler kullanılır, bunlar;
· Adayların üzerlerindeki gerginliği almak ve birbirleri ile daha rahat iletişim kurmalarını kolaylaştırmak amaçlı “Buz Kırıcı” (Ice Breaker) aktiviteler;
· Topluluk önünde konuşabilme, zamanı iyi kullanma ve analiz yetkinliklerini değerlendiren “Sunum Hazırlama” uygulamaları;
· Etkin dinleme, iletişim ve ikna kabiliyetlerini değerlendiren çeşitli grup çalışmaları olabilir.
 Örneğin grup ikiye ayrılır, değerlendiriciler tarafından (başvurulan pozisyonla alakalı ya da alakasız) bir konu verilir, her grup konu hakkında bir süre kendi içerisinde değerlendirme yapar ve diğer grubun savunmasında oluşabilecek açıkları belirler.
"Şube Bankacılığı mı, İnternet Bankacılığı mı" gibi bir konuya hazır olun.

Grup Mülakatında dikkat edilmesi gereken noktalar; 
· Mutlaka kendinizi kısaca tanıtmanızı isteyeceklerdir, buna önceden hazırlanın.
· Dikkatinizi toplayın, uygulamaların yönergeleri kimi zaman uzun ve karışıktır.
· Kendiniz olmaktan vazgeçmeyin, unutmayın, maskenizi uzun süre takamazsınız.
· “Sesi en çok çıkan haklıdır / en iyidir” diye bir kural yoktur, bağırmaya gerek yok.
· Lafı çok uzatmayın, 3 cümle ile anlatabileceğiniz konuyu 15 cümle ile anlatmayın.
· Lafı çok uzatan olursa kibarca söz almaktan çekinmeyin, zamanınızın kısıtlı olduğunu unutmayın.
· Başkaları konuşurken onları dinleyin, o sırada bir çift göz mutlaka size bakıyordur.
· Utangaç olmayın, konuşmak için oradasınız.
· Nazik, güler yüzlü ve saygılı olun, saçma sapan fikirler duyabilirsiniz, yine de mülakatçının fark edeceği şekilde gözlerinizi devirmeyin.
· Kendine güvenli duruş ve agresif tavırlar arasında fark vardır.
· Baskı altında çözülmeyin.
· En önemlisi, ne için orada olduğunuzu unutmayın; her ne kadar kurumun temel yetkinlikleri her pozisyon için değişmez olsa da, satış pozisyonu ve muhasebe pozisyonu için aranan kriterler farklı olabilir, bu kriterleri önceden düşünüp ona göre hareket etmek faydalı olacaktır.

Gürhan Öztürk